Özellikle temassız teknoloji entegrasyonu öne çıkıyor: Giriş-çıkışlarda sensörlü kapılar, asansör ve lavabolarda dokunmadan işleve geçebilen paneller, havayı sürekli temiz tutan akıllı havalandırma ve filtrasyon sistemleri yeni ofislerin vazgeçilmezleri arasına girdi
Ofis tasarımında bir diğer önemli trend, biyofilik tasarım ve doğallığın vurgulanması. İç mekanlara doğayı getirme fikri, çalışanların psikolojik konforunu artırmak için sıkça uygulanıyor. Ahşap, bitki duvarları, iç mekan su öğeleri gibi doğal unsurlar modern ofislerde daha fazla yer buluyor. İç mimarlar, bitki örtüsü ve doğal malzemelerle zenginleştirilmiş ofis ortamlarının çalışan bağlılığını ve mutluluğunu artırdığını belirtiyor. Nitekim güncel ofis projelerinde duvarları ve tavanları saran bitkiler, doğal ışığı maksimize eden açıklıklar gibi biyofilik tasarım öğeleri sıkça görülüyor; düşük bakım gerektiren bitki türleri seçilerek sürdürülebilirlik de gözetiliyor
Alışveriş merkezleri (AVM) ve diğer ticari mekanlarda da mimari trendler değişiyor. E-ticaretin yükselişi ve pandemi kısıtlamaları, AVM’lerin sıradan kapalı kutu formatından çıkarak daha deneyim odaklı mekanlar haline gelmesini zorunlu kıldı. Yeni nesil AVM’ler mimari olarak açık hava konseptlerini benimsiyor; doğal havalandırmaya izin veren yarı açık sokaklar, yeşil teraslar, meydan biçimli toplanma alanları tasarlanıyor. Örneğin İstanbul’daki bazı güncel projelerde (Metropol İstanbul, Vadistanbul vb.) avlu ve cadde konsepti entegre edilerek ziyaretçilere bir şehir parçasında geziyormuş hissi veriliyor. Mimarlar, alışveriş mekanlarının artık sadece mağaza dizilerinden ibaret değil, içinde sanat etkinlikleri, yemek pazarları, oyun-eğlence alanları barındıran çok amaçlı yaşam merkezleri olarak planlandığını belirtiyor. Bu doğrultuda, mimari tasarımda esneklik (gerektiğinde mağaza alanlarını dönüştürüp etkinlik alanına çevirebilme gibi), kullanıcı sirkülasyonunun rahatlığı ve ayrık fonksiyonların entegrasyonu kritik hale geldi.
Sürdürülebilirlik de ticari mimaride önemli bir kriter. Büyük ofis binaları ve AVM’ler için yeşil bina sertifikaları (LEED, BREEAM vb.) adeta standart haline geldi. Enerji tasarruflu cephe sistemleri, yağmur suyu toplama, güneş panelleri, akıllı bina yönetim sistemleri ile ticari yapılar hem işletme maliyetlerini düşürmeyi hem de çevreye duyarlı olmayı hedefliyor. Örneğin İstanbul Finans Merkezi’ndeki yeni ofis kulelerinde enerjinin geri kazanımı ve düşük karbon ayakizi için yüksek teknoloji çözümler uygulanmıştır (basında belirtilen). Bu trend, global ölçekte de görülüyor: Dünya genelinde büyük şirket merkezleri ve alışveriş kompleksleri sürdürülebilirlik raporlarıyla birlikte açılıyor. Türkiye’de de özellikle uluslararası kiracıları hedefleyen A sınıfı ofis projeleri, akıllı bina otomasyonları ve yeşil özellikleriyle öne çıkmaya başladı.

Konut Projelerinde Mimari Tasarım Yaklaşımları
Özel inşaat şirketlerinin geliştirdiği modern konut projelerinde mimari tasarım anlayışı, hem estetik hem de işlevsellik yönünden önemli evrimler geçirdi. Akıllı ev teknolojileri, günümüz konut projelerinin neredeyse vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Uzaktan mobil cihazlarla kontrol imkânı sunan, IoT tabanlı entegre sistemler sayesinde daire sahipleri aydınlatmadan ısıtmaya, güvenlikten beyaz eşyalara kadar birçok unsuru tek uygulamadan yönetebiliyor
Sürdürülebilir mimari ve yeşil bina uygulamaları da konut projelerinde önemsenen bir trend. İnşaat sektörü genelinde karbon ayak izini azaltma hedefi, konut tasarımını da etkiliyor. Artık yeni siteler tasarlanırken enerji verimliliği yüksek cephe malzemeleri, ısı yalıtımı güçlü yapı elemanları, ortak alanlarda güneş paneli kullanımı, peyzajda gri suyun arıtılıp kullanımı gibi çevre dostu çözümler entegre ediliyor. Sektör uzmanları, binaların toplam karbon salımında büyük pay sahibi olduğunu ve gelecekte tüm yapıların yeşil bina konseptine uygun tasarlanmasının kaçınılmaz olduğunuvurguluyor
Fonksiyonel yaşam alanı tasarımı, konut mimarisinde belki de en belirgin trendlerden biri. Konut alıcılarının beklentileri değiştikçe, mimarlar da ev içi mekan organizasyonunu daha kullanışlı hale getiriyor. Özellikle pandemiyle birlikte evlerde çok amaçlı kullanım ön plana çıktı: Bir ev hem yaşam, hem çalışma, hem hobi alanı olabiliyor. Bu doğrultuda yeni konut projelerinde esnek planlar sunuluyor. Örneğin 1+1 veya 2+1 daireler içinde sürgülü panellerle gerektiğinde kapanıp ofis olabilen alanlar tasarlanıyor. Açık mutfak + salon konsepti daha ferah bir hacim yaratırken, gerektiğinde mutfağı ayırabilecek hareketli bölücüler ekleniyor. Evde küçük de olsa bir çalışma köşesi ayrılması artık lüks değil ihtiyaç olarak görülüyor; birçok yeni projede bu amaçla “study room” adıyla alanlar tanımlanıyor. Depolama ihtiyacına karşı akıllı gömme dolap sistemleri, modüler mobilyalarla alan optimizasyonu yapılıyor. Neticede, aynı metrekareden daha fazla fonksiyon alabilmek, yaşam alanlarını maksimum verimle kullanabilmek hedefleniyor. Bu yaklaşım hem şehir hayatının küçük metrekarelerini daha yaşanabilir kılıyor hem de kullanıcıların değişen ihtiyaçlarına konutun uyum sağlamasını mümkün kılıyor.
Toplu konut projelerinde sosyal donatılar ve ortak kullanım alanları da mimarinin bir parçası olarak değerlendiriliyor. Modern siteler sadece dairelerden ibaret değil, adeta küçük birer mahalle gibi tasarlanıyor. Mimari tasarım, açık hava spor alanları, yürüyüş parkurları, çocuk oyun alanları, kapalı sosyal tesisler (yüzme havuzu, fitness, sauna vb.) gibi birimleri içeriyor. Bu birimlerin yerleşimi, site sakinlerinin kolay erişimini sağlayacak ve komşuluk etkileşimini artıracak şekilde yapılıyor. Örneğin konut bloklarının ortasında yer alan geniş bir avlu/peyzaj alanı etrafında binalar konumlandırılarak hem hepsinin manzarası yeşile bakar hale getiriliyor hem de insanlar için toplanma mekânı yaratılıyor. Güvenlik ise sitelerde tasarımın önemli bir unsuru; site etraflarının kontrollü girişi, kapalı devre kamera sistemlerinin estetik entegresi gibi konular göz önünde bulunduruluyor.
“Tasarım, insan için yaşanılabilir alanları güçlendirme işidir. ”
